şu ayet hasıl olduktan sonra söylendiği rivayet edilir.
"ben yere göğe sığmadım ancak mü'min kulumun kalbine sığarım"
4
+
-entiri.verilen_downvote
bunu söyleyen bir peygamberin ümmeti olan bizlere ne kadar yakışıyor değil mi kalp kırmak ?
her gün yapıyoruz bunu. bazen annemizin bazen teyzemizin bazen can dostumuzun bazen sokakta hiç tanımadığımız bir çocuğun kalbini kırıyoruz bazen isteyerek bazen istemeden. umrumuzda dahi olmuyor. bilerek yapmadımki deyip vicdanımızı rahatlatıyoruz. vicdanımız rahatlamaya o kadar müsait. biz bu yüzyılın insanları olarak her şeyi değersizleştirip masum rolü takınmayı iyi biliyoruz. her şeyin üstünden geçiyoruz.
hadi kalp kırdık diyelim, karşımızdaki ne kadar kötü olursa olsun özür dilemeli ve gönlünü almayı denemeliyiz. belki o bunu hak etmiyor ama biz bu iyiliği hak ediyoruz.
gurur ve kibirin özrün önüne geçtiği çağdayız,çoğumuz gönlü yıkıyoruz ve bunu fark ediyoruz sonrasında özür dilemek gurudanmıdır kibirdenmidir zor geliyo.özrümüz kabahatimizden büyük oluyo bu alanda.
kesinlikle göz ardı edilmemesi gereken bir husus.
"ya kırdığın kalbi allah seviyorsa? bilemezsin. bilseydin ödün kopardı, dokunamazdın." / hz. pir
7
+
-entiri.verilen_downvote
hz. peygamber diyor ki; "umut verip de yarı yolda bıraktığın insanın gönül sadakasını her iki dünyada da veremezsin".. sanırım yeterli bence kalp kırmamak için